Dikkat! Attention! Achtung!

Bu blog bol küfür içerikli ve hoşunuza gitmeyecek yazılar içerebilir!

31 Ağustos 2009 Pazartesi

Doğum Günü Hadisesi

Ahir ömrümden 22 yılı harcamak üzereyim şu günlerde. Bakıyorum da şu 22 yıl bana bir şey kazandırdı mı, genel olarak iyi miydi, kötü müydü karar veremiyorum bir türlü. Şimdi bakıyorum da yaşıtlarım üniversiteden mezun olmaya başladı birer ikişer, kendime bakıyorum sikindirik açıköğretimin ilk sınıfında üç sene üst üste kalmaktan dolayı askerlikle yüz yüzeyim. Bunun yanında hala düzenli bir iş de bulabilmiş değilim belki de bu sebepten düzene oturan hiç bir şeyim yok.

Sanırım yatırım yapabildiğim tek şey arkadaşlık, dostluk oldu. Sevmeyenim pek yok gibi en azından öyle diyeyim. Bu benim için maddiyattan önce gelen bir şey açıkçası, çünkü klişe olacak biraz ama insanı kazanabilmek para kazanmaktan daha zordur. Ne orospu çocukları var ki yüzüne gülenlerin çoğu arkasından yedi ceddine küfür ediyor. Hayatta bu yol ayrımına gelirsem şayet pişmanlık duyacak olsam bile parayı bir kenara itebilirim arkadaşlarım için. Aile ve arkadaşlık kavramı benim için belki de en kutsal kavramlar. Ama tabi hümanist bir insan olduğum da çıkarılmasın buradan. Her insanı sevmem, öyle ya da böyle frekansımız tutmuş olan insanlardır burada kastım. Gerisi sikimde bile değil.

Pek çok şeyi tecrübe ettim diyebilirim, ama baktığımda daha bir sikim de yapmamışım gibi duruyor. Şu 22 senede bazen olur gibi olsa da ya kendi ellerimle bozduğum ya da bir şekilde bozulan "düzenli bir hayat" hedefini yine önümde tutarak devam edeceğim yaşamaya bu kesin. Yatağın örtüsünü düzeltirken bir tarafı mükemmel, dümdüz bir şekilde yaparsınız da tam "hah oldu" derken diğer köşedeki kırışığı fark edersiniz sonra komple bütün yatak örtüsünü sil baştan yapmaya çalışırsınız ya, öyle yapmayın abi. Benim kafa geç bastı sanırım buna, ben yaptım siz yapmayın en azından. Bırakın olduğu kadarıyla gitsin, illa ki kırışık olacak çünkü o yatakta, siz yattığınızda kırışacak en olmadı. Hayata içeriden ve dışardan bakmak birbirinden apayrı şeyler vesselam.

Neyse...

Mevzu şu ki 22 yılı bitiriyorum. Umarım düzeltmeye başladığım kısımların hatrına bir şeyler olur önümdeki senede. Bunu istiyorum, huzur istiyorum falan filan. Az da para olsun da seneye tatile çıkayım amına koyim. 2 senedir gittiğim en uzak yer Marmara Ereğlisi lan. Sikerler...

Velhasılı...

Kutlu olsun yeni yaşım. Öpüyorum kendimi.

25 Ağustos 2009 Salı

10 Kasım 2007

Bu tarihin anlam ve önemi farklıymış bende.

Maziye baktığımda bunu gördüm.

İyi bir şey mi kötü bir şey mi , nedir bu kadar önemli olan peki benim için?

Biraz daha zamana ihtiyaç var sanırım bunun için.

Ha bir de Ulu Önder'in 69. ölüm yıldönümüydü bugün. Ayrıca Vakıfbank projesi için gezerken yurdu, Edirne'nin Keşan ilçesine denk gelmişti o gün, Alaattin vardı yanımda. Güzel bir gündü o gün, çok yağmur yağmıştı İstanbul'da ama güzeldi.

Neyse, gelir zamanı gelince devamı...

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Sigara Yasağı

Sigara yasağını sikeyim... Sigara yasağını gerçekten sikeyim. İnsanda ne bir mekana gitme isteği bıraktılar ne de gezme isteği lan. Sigara yasağı yüzünden hayatım rutine bağladı amına koyim! Her zaman gittiğim yerlere gidemez oldum, sigara içebildiğim yerlere de daha fazla gitmeye başlayınca oradan da sıkıldım. Evden çıkınca serseri mayın gibi oluyorum lan. Nereye gideceğimi şaşırıyorum. Hay sikeyim ya. Alt üst oldu lan hayatım. Bir de ramazan geldi üstüne, mahalle baskısı yüzünden iftar öncesi dışarda da sigara içilmiyor rahat rahat. Sigara yasağını yürürlüğe koyanların yedi ceddinden tutun torunlarında torbalarına kadar cinsellik ve şiddet içeren 18 yaş sınırlı planlarım var. O derece sinirliyim lan. Neyse mına koyim...

23 Ağustos 2009 Pazar

Sikör Majör Minör

Öncelikle şunu söyleyeyim ki başlığın yazıyla hiç bir alakası yok. Böyle yarak kürek bi başlık atayım dedim bu geldi aklıma.

Uzun zaman oldu bir şeyler karalamayalı. Karaladığım şeyleri de zamanında silmişim, okuduğumda çok saçma geldi çoğu, şarkı sözü falan yazmışım hem ne lan o. Ağlak ağlak yazılar sıçmışım hem. Ağlak yazı jargonundan da nefret ediyorum üstelik. Demek bunalım dönemlerinde nefret ettiğin şeyleri yapabiliyormuşsun. Fakat bu ağlak yazıyı hayatında düstur edinmiş çokça adam var ve bu yazıları benim gibi blog ortamında değil, oldukça fazla kullanıcısı ve okuru olan sözlük ortamlarında yazıyorlar ben onlara şaşıyorum. Geçenlerde bunun üzerine kafa patlattık arkadaşlarla, ortaya bir teori sıçtık. Teori de şu, insan mastürbatörlüğünün zirvesindeyken ağlaklığının da doruk noktasına çıkıyor. Hani otsbir çektikten sonra bir hüzün çöker ya kimimize, bu herifler de sürekli otsbir otsbir tabi bünye belli bir yerden sonra hüznü otonom algılıyor, 24 saat ağlak geziyor ve bunun paralelinde yazılar yazıyorlar. Ve işin daha garip olan tarafı bu ağlaklık sözlük ortamındaki dişilerce çok prim görüyor, bu ağlak mastürbatörün çevresinde pervane ediyor. Bu ağlak şahsiyetler kız arkadaş edindiklerinde bu interaktif ortamlardan girilerini silmek olsun, ağlak giriler üretmemek olsun türlü yarak kürek numaralar yapıp geçmişindeki o ağır mastürbatör hayatının izlerini tek tek silmeye çalışıyor. Ama unuttukları bir şey var, o yazdıklarını silebilir ama bu hafızalardaki görüntüleri silemez. O varlığını sürdürdükçe biz onunla taşşak geçmeye devam edeceğiz. Vel hasılı karı kaldırmak için ağlaklığın dibine vuran mastürbatör baryamlar ve bunlara prim veren abazan karılara selam eyler, martılara beraberce simit atmalarını dilerim.

Devamı gelebilir...